Değerli müşterilerimiz,

​

  Bu bölümde; yazıcı markalarının farklılıklarını, yazıcıların çalışma sistemlerini,

kartuşların üretim şekillerine göre özelliklerini, eski kartuşlar için yapılan işlemler ile

bilgileri bulacak, tüm bunların fayda ve zararlarını göreceksiniz.

Ayrıca, kartuşlar alanında yapılan suistimaller hakkında da bilgi sahibi olacaksınız. 

 

  Tüm bunların sonucunda; hangi marka yazıcıyı kullanıyor olursanız olun, kartuşlarınızı

nereden alıyor olursanız olun, neyin ne olduğunu bilerek tüketim malzemelerinizi alacaksınız.

Ve bu bilgilerden sonra diğer bölümlerimizde de, kalitesiz-kaliteli-sahte-orijinal kartuşların

nasıl ayırt edebileceğinizi öğrenecek, testlerini yapabilecek ve birim kopya maliyetlerinizi

nasıl hesaplayabileceğinizi öğreneceksiniz.

Artık siz değerli PIVOT üyelerimiz de, yıllarca bizlerle çalışan diğer müşterilerimiz gibi yazıcılar alanında "bilinçli tüketicilerimizden" olacak, nereden alırsanız alın 

neyin ne olduğunu-neye-niçin ve ne kadar ödediğinizi bilenlerin arasında yer alacaksınız.

Bu bilgiler her zaman elinizin altında yer alacak ve bizlere ulaşan tüm üyelerimize de birebir diyaloglar ile yardımcı olacağız. 

 

  YAZICI MARKALARI

   

  Kartuş dediğim tüketim malzemesinin 'ne' olduğunun daha iyi anlaşılabilmesi için

öncelikle anlatıma, yazıcı markalarının farklarından başlamakta yarar görüyoruz.

Çünkü her marka aynı kalitede değildir ve kartuşlar da buna göre farklılık gösterir.

Yazıcı markalarının 'orijinal kartuş' özelliklerini anlatırken bu konu önem taşıyacaktır.

O nedenle markaları iki gruba ayıracağız:

 

  Birinci grup markalar:

kimi marka yazıcıların mucididir ve tüm araştırma-geliştirmelerini bu yönde yapar, bu alanda yüzlerce patentlere sahiptirler, diğer bir marka mucidi olmasa da uzmanlık alanını bu yönde geliştirir, tüm geliştirme ve yatırımlarını bu alana yaparak uzmanlaşmıştırlar.

Bu markaların uzmanlıklarının getirdiği en önemli fark ise, makinelerinin kapasiteleri, dayanıklılıkları ve uzun ekonomik kullanım ömürleridir. Daha pahalıdırlar ama kullanım süreleri açısından bu marka makinelerden birini uzun yıllar kullanırken, aynı süre zarfında ikinci grup bir markalardan 2-3 adet yazıcı tüketirsiniz. Ekonomik ömrün dışında asıl en büyük kazancınız ise tüketim malzemeleri ve yedek parça fiyatlarıdır. Görüntü kaliteleri ve çekim kapasiteleri çok yüksektir ve diğer ikinci grup markalara göre daha ucuzdur. 3-4 kartuş alımındaki fark ile makineler arasında ödediğiniz farkı çıkarır, yıllar boyunca kat be kat maksimum reel kazanç elde edersiniz. Belki de bu bahsettiğim markalardan biri 30 yıldır hala masanızda size hizmet veriyordur.

Bu tarz markaları ayırt edebileceğiniz en önemli nokta ise, büro makineleri ve yazıcıların dışında başka ürün gamında isimlerini göremezsiniz.

 

  İkici grup markalar ise; 

marka değerini kullanıp farklı alanlarda faaliyetler gösterirken, büro makineleri ve yazıcılarda da isimlerini kullanırlar. Birçoğu kendi üretim tesislerinde değil, dışarıda "fason" tabir ettiğimiz şekilde başka firmalara ürettirirler ve logolarını bastırırlar. Bu tarz firmaların yazıcılar dışında, buzdolabından dikiş makinesine, televizyondan iş makinelerine ve cep telefonlarına kadar birçok alanda ürünlerini görürsünüz. Biz bu tip üretilen yazıcılara, televizyon-telefon-bilgisayarlardan da âşina olduğunuz tabir ile 'toplama üretim' diyoruz. Yazıcılarının fiyatları biraz daha ucuzdur, model adı olarak yenilerdir ama içerisinde kullanılan teknik sistemler daha eski, kartuşları oluşturan parçalar dayanıksız, toner  tozlarının kalitesi düşüktür. Böyle olunca, birinci grup markalar gibi uzun yıllar boyunca kullanamazsınız, kartuşlarında görüntü kalitesine ve çekim kapasitelerine ulaşamazsınız.

Aynı segment birinci grup markanın kartuşu ile ikinci grup markanın kartuşunu kıyasladığınızda

yarı yarıya oranına kadar varan daha az çekimler yaptığını göreceksiniz. Kısacası, ucuz etin yahnisi biraz pahalı oluyor. Dolayısıyla, ikinci grup markaların orijinal kartuşlarından, birinci grup markaların kartuşlarında elde edilen performansları beklememek gerek. Ancak şunu belirmemiz gerekiyor ki, ikinci grup markaların orijinal kartuşlarının kaliteleri ve çekim kapasiteleri, bu markalara 'muadil' olarak satılan birçok kartuşa göre çok daha yüksektir. Bu kıyaslama, iki grup marka arasındaki 'orijinal kartuşlar' arasında yapılmıştır.

 

(Bu noktanın daha iyi anlaşılabilmesi bu konuyla ile ilgili ticari bir anımızı paylaşmakta fayda görüyoruz;

ülkemizin önde gelen ve uluslararası çalışan büyük bir halı fabrikası, ürün broşürlerini, yeni aldıkları ikinci grup markalardan birinin lazer makineleri ile hazırlamakta, dış ülkelerdeki müşterileri bu broşürlere bakarak siparişlerini oluşturmaktaydılar. Ancak, gemiler dolusu giden halılar geri iade olmaya başlamıştı. Çünkü halılarda renkler çok önemlidir. Müşteri, broşürde gördüğü halı dokusundaki renkleri seçer ve siparişlerini bunlara göre oluştururlar. Gördükleri renkler ile gelenler farklıydı. Bizler de, sektörünün en büyüğü olan birinci grup bir markanın müdürlüğünü temsil ediyorduk.

Geç de olsa bizlere ulaştılar ve sorunlarını anlattılar. Derhal temsil ettiğimiz birinci grup markanın sistemlerini kurduk ve bir daha bu sorunu yaşamadılar. Kurduğumuz makinelere biraz daha fazla ödeme yaptılar ama bu kaliteye kavuşmalarına rağmen, broşürlerinin işletme maliyetlerini ise yarı yarıya düşürdüler. Zira bu markalar, dediğimiz gibi alanının uzman markalarıdır ve bütün işleri sadece alanında kendini geliştirmektir. Gelişimin getirdiği sonuçlar da kaçınılmaz olarak, kaliteli makineler, kaliteli malzemeler ama daha düşük maliyetler olmaktadır.

Tabi sektörünüz ve yazıcıları kullanım kapasiteleriniz bu örneğin size hitap etmediğini düşündürecektir. Ama bilmeniz geren nokta şu; ister devasa sistemler olsun, ister masanızdaki küçük bir yazıcı;

bu markaların görüntü kaliteleri-çekim performansları-ömürleri ve en önemlisi işletme maliyetlerinin (birim kopya masrafı) sizlere aynı oranda yansımasıdır. Marka imajları bunu gerektirir çünkü başka işleri yok.) 

​

  LAZER YAZICILARIN ÇALIŞMA PRENSİPLERİ

 

Belirtmiş olduğumuz üzere, yazıcı markalarının farklılıkları, yazıcıların da çalışma

sistemlerini etkilemektedir. Kartuşları tanıyabilmemiz için diğer bir adımda da,

yazıcıların çalışma sistemlerini bilmemiz gerekiyor. 
 

Çok fazla teknik konularla kafanızı karıştırmadan basitçe anlatırsak; 

lazer yazıcılar; kartuş içerisinde bulunan ve "toner tozu" denilen kimyasal bileşen ile karışık renk pigmentlerini içeren partiküllerin, "elektromanyetik" çalışma prensibi ile bu özelliklere haiz parçalar ile (drum, manyetik merdane, şarj merdanesi, statik alt merdane ve tüm bunlara elektrik akımı taşıyan aksamlar) görüntü oranında taşınarak kağıda aktarılarak, "ısı" sistemiyle kağıda eritip sabitleyerek çalışan makinelerdir ve bu işlemi sağlayan "fırınlama ünitelerine" sahiptirler. (fırın üniteleri tek parçadan oluşmadığı için sizleri detaylara boğmadan bundan sonra "fırın ünitesi" olarak adlandırıp devam edeceğiz.) Bir mıknatısın demir tozlarını çekmesi gibi düşünebilirsiniz. Zira toner bileşenlerini oluşturan maddelerden birisi de iyileştirici demir tozudur (developer).

(Lütfen bahsettiğimiz elektrostatik parçaları ve iyileştirici demir tozunu (developer) unutmayınız çünkü "Test Edin-Ayırt Edin" bölümümüzde, kartuşları incelemeye başladığımız zaman, diğer etmenler ile beraber bu parçaların ve maddelerin kartuş kalitesini ve fiyatlarını nasıl etkilediğini göreceğiz.)

​

Konumuza lazer yazıcıların teknik yapısı ile devam edelim;

Fırın üniteleri ve elektrostatik parçalar gelişmiş teknolojilerden oluşur. Bundan dolayıdır ki; 

markaların ürettikleri kartuşların iç parçaları ve toner tozu bileşenleri de en son araştırma ve geliştirmeler ile üretilmiş, yüksek kalite ve verimlilikteki malzemelerdir ve kendi ürettikleri sistemlere birebir uygundur.  

O yüzden, mutlaka markanın ana kart sistemlerindeki kodlama ve programlar ile fırın ünitelerine uygun üretilmiş kartuşları kullanılmalıdır. Aksi takdirde; bu kalitede üretilmemiş ucuz kartuş kullanımlarında ya da ülkemizde 'dolum' tabir edilen işlemler kullanıldığında, orijinal görüntü kalitesine ve çekim adetlerine ulaşamayacağımız gibi, çok daha da önemli olan fırın ünitelerine zarar verecek, bu tip kartuşların içerisindeki tozlar yazıcılarınızın içine dökülerek "elektromanyetik" parçalara yapışacak ve makinenin uzun olan ekonomik ömrünü kısaltacaktır.        

​

  LAZER YAZICI KARTUŞLARI

 

ORİJİNAL KARTUŞLAR;

  Yazıcıların sistemlerini incelerken belirttiğimiz gibi orijinal kartuşlar; markaların ürettikleri yazıcıların sistem çalışma programlarına, tasarladıkları elektromanyetik aktarım prensipleri için üretilmiş parçalara ve fırın ünitelerine göre ürettikleri kartuşlardır. Bu kartuşların üretiminde kullanılan iç parçaları ve toner tozu bileşenleri de, yazıcılarının tasarımlarına göre birebir uygun üretilmiş yüksek kalite ve verimlilikteki malzemelerdir. Diğer bir özellikleri de tutarlılıklarıdır. İlk taktığınız andan itibaren bitene kadar aynı kalitede baskı yaparlar ve her kartuş taktığınızda farklı bir görüntü almazsınız. Tüm kalite ve testlerinden geçip elenerek sizlere ulaştırılırlar.

 

  Ancak fiyat-kalite oranındaki dengesizliğin tüketicileri farklı arayışlara yönlendirdiği de bir gerçek. 

Kimi modellerde kartuş fiyatlarının neredeyse yazıcının kendi fiyatına kadar çıkabildiğini biliyoruz.

En iyimser tablolarda, yazıcı fiyatının üçte birine tekamül etmekte, 'kartuş satmak için makine satılıyor' imajını doğurmaktadır.

 

  Her ne kadar kaliteden taviz verilmeyerek üretilmiş de olsalar, fiyatı belirleyen başlıca unsurların başında 'markanın kurumsal değerini' görmekteyiz. Yapılan milyarlarca dolarlık yatırımların sonucunda bunu yadırgamamak gerekir gibi görünse de, bu dengesizliğin sonucunda ortaya çıkan büyük boşluğun suistimal edileceği ve birçok alternatiflerin de ortaya çıkacağı aşikardır.

Oysa, üretilen kartuşların fiyat politikaları belirlenirken marka değerinin payının düşürülmesi,  suistimalleri ortadan kaldıracağı gibi, müşteri kaybına da engel olacaktı. Şu anda, iki bin Türk lirasına satılan bir orijinal kartuşun, kalitesi ve marka değeri de göz önüne alınarak normali bin Türk lirası olmalıydı. Tek yapılması gereken marka değerinden indirim yapmaktı.

  Ama ne yazık ki yazıcı üreticileri bu noktada bir türlü geri adım atmamaktadırlar.

Hangi sebeplerden dolayı olursa olsun, böylece üretici markalar (ileride daha detaylı değineceğimiz gibi), birçok kalitesiz ürünleri, sistemleri ve hatta kaçak basılmış taklit orijinal kutularda illegal taklitleri kendi elleriyle yaratmış oldular.

Fiyat dengesizlik unsurlarından bir diğeri de, ülkelere göre değişen vergi sistemleri ve oranlarıdır. Örneğin Türkiye'de ofis makinelerinde kullanılan kağıtların k.d.v. oranı %8 iken, bu kağıtları kullanan makinelerin ve sarf malzemelerinin vergi oranı %18'dir. Bu ironik konu üreticilerin değil ama tüketici derneklerinin sorumluluğundadır, ancak ne yazık ki bu konuyla ilgili bir çaba da görünmemektedir. 

  

'MUADİL' TABİR EDİLEN KARTUŞLARIN ÇIKIŞI;

  Orijinal markaların kartuş ürünlerinde uyguladığı fiyat politikası nedeniyle;

öncelikle 'gelişmiş ülkeler' tabir ettiğimiz ülkelerdeki tüketiciler bir arayış içine girdiler.

Talebin olduğu noktada arzın yaratılması da kaçınılmazdır. Bu arayış boşluğunun arzı, ilk olarak "yenileme" (renovation ve remanifactoring) olarak başladı. Müşterilerin eski kartuşlarını götürdükleri ve parçalarının değiştirilip toner tozu bileşeni koydurdukları "geri dönüşüm" istasyonları çıktı (Ancak bu işlem sizin 'dolum' olarak bildiğiniz işlemden farklıdır ve bu farkı ileride izah edeceğiz.)

​

  Bu alternatif sistem öylesine ilgi gördü ki, üretici markalar hukuksal mücadelelere başladılar ancak  bu ülkelerin 'rekabet hakları' ve 'müşteri hakları' yasalarını geçemediler, bir dönem sonra da yasalarca korunmaya başladı. Üretici markalar, bu durum karşısında ticari pazarlarını kaybetmemek için

başka bir hamlede bulundular ve 'doğayı koruma' adı altında, (kabaca tabir edersek) "kartuşlarınızı bize gönderin yeniden kullanıma kazanalım, siz de daha ucuza orijinal kartuşlar alın" dediler ama bu da çok başarılı olmadı. Çünkü, yenileme yaptıkları kartuş fiyatlar ile yeni üretim kartuşları arasındaki fiyat aralığını, yeni üretimlerin satılmayacağı ve marka imajı adına, dar tuttular.

Böyle olunca da müşterilerin yenileme istasyonlarına rağbetleri giderek artmaya başladı.

 

  Bu ilginin farkına varan girişimciler hızla istasyonlar kurmaya başladılar. İstasyonlar arttıkça, başka talepler oluşmaya başladı. Çin'de birçok firma 'toner tozu' ve 'kartuş parçaları' üretmeye başladı.

Tabi ki bu ilk üretimler; üretici markaların sistem ve bilgilerine haiz olmadıkları için, verimsiz-sorunlu ucuz taklitler olmaktan öteye geçemedi. Bu oluşan yeni pastadan pay almak isteyen,

çoğu 'merdiven altı' tabir ettiğimiz yüzlerce üretici ortaya çıktı.

 

  Aslında Çin'de profesyonel olarak çalışan ve üretici markalar için de kartuş ve toner üreten büyük fabrikalar zaten vardı. Ancak, az sayıda olan bu fabrikaların ürünleri, Dünya geneline yayılan 'yenileme' istasyonlarının olduğu gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkeler için kaliteli olduğu için pahalıydı. Zaten bu fabrikalar da, öncelikle üretici markalar ile işbirliği içindeydi.

  

  'Yenileme' işi o kadar çok rağbet gördü ki, kaçınılmaz olarak her sektörde olduğu gibi müşterilerin güvenlerini suistimal edenler de artmaya başladı. Özellikle batı ülkelerinin dışındaki ülkelerde, yenileme işini 'basit' olarak görüp, birçok alakalı-alakasız vasıfsız insanlar, başka işler yapıp işinin yanına bu işi de koyanlar alana girdi ve hemen hemen her köşe başında böyle yerler görülmeye başlandı, kartuşu açıp toz koymakla ve drum parçası değiştirmekle "yenileme" yapıldığı sanıldı.

 

  Eğer; toz ve parçalar pahalı olurlar ise talep görmeyeceği için, süreç içerisinde uzak doğuda, 

bu büyük pazardan faydalanmak isteyen, çoğu 'merdiven altı üretim' tesisi olan toz ve parça üreten yerler ortaya çıktı.

 

  Ancak 'Yenileme' gibi sunulan ama sadece toz koymaktan ve drum değiştirmekten ibaret olan işlerin,  makinelerde sorunlar yarattığı ve fiyat-performans ekseninde hiç de ucuza gelmediği sonuçları müşterilerde ortaya çıkmaya başlayınca ve talepler azaldıkça, bu üretim yerleri ağırlıklı olarak işi "kartuş üretimine" çevirmeye başladılar. Böylece 'muadil kartuş' denilen ürünler ortaya çıktı.
 

  Aynı süreç içerisinde, düşük kalite kartuşlar üreten tesislerin yanı sıra, zaten önceden de 'var' olan

ve kaliteli üretimler yapan profesyonel fabrikaların aralarına yenileri eklenmeye başladı.

Ancak bu fabrikaların sayıları, merdivenaltı üretim tarzı tesislerle kıyaslanamayacak kadar az sayıda kaldı.

 

  Günümüzde de bu oran geçerliliğini devam ettirmekte ve 'ucuz satmak amacıyla' müşterilere sunulan muadil kartuşların ve 'dolum' işinde kullanılan tozlar ile parçaların çoğu, bu tarz ucuz üretim yapan yerlerden gelmektedir.

 

  Ancak müşteriler tarafından, tıpkı 'dolum' tabir edilen sistemde olduğu gibi, kalitesiz kartuşların da fiyat-performans oranının hiç kârlı olmadığı ve makinelerde sorunlar yaşattıkları yavaş yavaş görünmeye başladı.

  Oysa Türkiye piyasasında, az sayıda olmasına rağmen, 'gerçek kalitede' muadil kartuş satan firmalar olmasına rağmen, müşteriler tarafından çok fazla keşfedilemediler.

Her yerde birçok değişik kartuşlarla karşılaştıkları, aldıkları ürünlerden bir türlü bekledikleri görüntü

ve çekim  performanslarını alamadıkları, "garantili" denilen ürünleri aldıkları yerlerden bir türlü garantilerini alamadıkları için haklı olarak, her ürünü ve satıcısını aynı görmeye başladılar.

Dediğimiz gibi; azınlık, her zaman çoğunluğun içerinde görünmez olur.

 

  (Bu noktada siz sevgili müşterilerin bilinçli hareket edip ayırımları yapabilmeniz gerekiyor.

Bu ayırımı da, sözlerle ifade edilen şeylerden değil, somut uygulamalardan yapmalısınız.

Bizler sizlere bunları anlatacak ve göstereceğiz. Bu yüzden "Test edin-Ayırt Edin" alanımızda kartuşları nasıl ayırt edebileceğiniz ve test edebileceğiniz bilgilerine ulaşacaksınız.)       

 

MUADİL KARTUŞLAR ARASINDAKİ FARKLAR ve DOLUM İŞLEMİ

Önce de belirttiğimiz üzere, Dünya'nın gelişmiş ülkelerinde de, "muadil kartuşlar"

ve "yenileme sistemleri (renovation ve remanifactoring)" vardır. 

 

  Ancak bu ülkelerde, kalite standartları gerçek anlamda kalite testlerinden geçerek

onaylanmış muadil kartuşlar tüketiciye sunulmakta ve kontrol edilmektedir.

Bilmemiz gereken nokta ise, muadil olarak satılan kartuşların çok farklı kaliteleri olduğudur.

Çin'de toner tozu ve kartuş üreten binlerce firmanın olduğunu söylemiştik. Örnek değerinde bir oran kullanırsak; bir dolara da kartuş bulabilirsiniz, on dolara da.

 

Bizler gibi kurumsal nitelikte ve profesyonel olarak çalışan, büro makinaları alanında kalite-bilgi-eğitim ve tecrübeleri mesleki düzeyde yüksek, ürün ve hizmet kalitesi ile 'müşteri memnuniyeti' odaklı çalışan "gerçek büro makinaları firmalarını ve kartuş üreticilerini" tenzih ederek ve o az sayıdaki firmaların da sesi olarak devam ediyoruz;

 

  Hal böyle olunca, ucuz satmak ve daha çok kâr sağlamak için piyasada ağırlıklı olarak bu kalitesiz ürünler yer kaplamaya başladı. Ve yine müşterilerin kartuş piyasası ortamında, neyin ne olduğunu

ayırt edememesinden dolayı aldıkları ürünlerde birçok sorunlar yaşamaya başlaması sonucunda,

tarih tekerrür etmeye başladı, yine piyasaya karşı bir "güvensizlik" ve "herkes ve her ürün aynı" inancı oluşmaya başladı.

Oysa, uzak doğuda kalite kriterlerinin tamamını uygulayarak üretim yapan yerlerin varlığı ve

Türkiye gibi benzer ülkelerde de bu ürünleri getirilip müşterilere sunan firmaların olduğu unutulmaya başlandı.

Çünkü bu nitelikleri yapan firma sayısının azlığı, çoğunluğun içerisinde yok oldu. 

Hiçbir kalite standartlarında üretilmemiş ürünler, bilgisayarlarda çizilen ve gerçeği ile alakası dahi olmayan uydurma 'kalite standartları logoları' basılmış kartuş kutularına konularak satılmaya başlandı.

("Test edin-Ayırt Edin" bölümümüzde ISO kalite standartları ve bu kalitelerin nasıl yapıldığını öğrenecek, ISO'nun kullandığı test sayfalarına ulaşıp aldığınız kartuşları test edebileceksiniz)

 

Şimdi haklı olarak müşteriler ne yapabilirler ki?

Neyi nasıl ayırt edecekler ve paralarının karşılığını alabilecekler,

yazıcılarını sorunsuz kullanabilecekler?

 

  Burada iş ne yazık ki yine tüketiciye düşüyor. Ya büyük rakamlar ödeyerek marka üreticilerinin orijinal kartuşlarını alacaklar, ya da, aynı kaliteye uygun üretilen kartuşlara ulaşacaklar. Hatta bu suistimaller öyle bir noktaya gelmiş durumda ki, üretici markanın orijinalini dahi almakla iş bitmiyor. Çünkü aldığı kartuşun orijinal olup olmadığı dahi muallak zira, kaçak olarak bastırılan "taklit orijinal kutularda", orijinal tonermiş gibi piyasaya sürülen birçok ürün tespit ettik.

 

(Ama lütfen merak etmeyiniz. Sizlere tüm bu ayırımları nasıl yapacağınızı göstereceğiz. Bizler ve bizim tarzımızdaki firmalar bu sektörde ticaret yapmaktayız. Sektörümüz ile ilgili olumsuzluklar ile ilgilenmek ve müşterilerimizi bilinçlendirip sahip çıkmak görevimiz olmalı. Bu sayfa konularıyla ilgili anlatımlarımızın sonunda lütfen sayfa başına gidiniz ve

"Test edin-Ayırt Edin" bölümü ile devam ediniz.

Orada bütün ayırımları nasıl yapacaklarınızı bulacaksınız.)

​

  Sayfa konumuza devam edelim. Türkiye'de "Dolum" olarak bilinen işleme ise, ne yazık ki en başta suistimal edilen konuların başında yer almıştır. Yukarıdaki bilgilerimizde de belirttiğimiz üzere,

Dünya üzerinde işin gerçek çıkış amacı ve uygulaması "kartuşun tıpasını açıp toz koymak" değildir ve bu kapsamda 'dolum' diye tabir edilen bir şey yoktur. 

 

  Dünya'da uygulanan gerçek yenileme (renovation ve remanifactoring) işlemi, kullanılmış orijinal kartuşların (muadil olanlara değil) plastik şase aksamın dışında kalan (drum, bıçak, manyetik merdane, toner manyetiği, sıyırıcı gibi) tüm parçalarının kaliteli parçalar ile değiştirilmesi, kartuşların 'elektromanyetik' sistem ile çalışmasından dolayı bu parçaların görevlerini doğru şekilde yapabilmelerini sağlayan iletkenlerin akım şiddetlerinin ölçülmesi ve içerisine; görüntü sorunları yaşanmaması için makine üreticisinin kullandığı orijinal kalitesine uygun partiküllerde toner tozu bileşeninin konulması ile yapılır.

 

  Bu 'geri dönüşüm' işlemleri, yatırım gerektiren teçhizatlar ile sektörünün teknik bilgilerine sahip uzman ve profesyonel kişilerce yapılmalıdır. Aksi durumlarda, sizlerin de çok yakından yaşadığınız birçok sorunlar meydana gelir, kâr edeyim derken çok daha pahalıya gelen bir ortamın içerisinde kalırsınız.

 

  Türkiye'de bu tarzda teçhizatlara ve eğitimli kadrolara sahip yenileme istasyonları vardır

ama sayıları son derece az.

  Yaptıkları işlemlerin sonucunda ortaya çıkan fiyatlar yüksektir ve her köşe başında ortaya çıkan 'dolumcular' tabir edilen yerler ile rekabet edemez noktaya gelmişlerdir. Gerçek 'yenileme' işinin maliyetinin de, yeni üretim ama kalitesiz kartuşların fiyatlarıyla aynı olması da başka bir etkendir.

Oysa, bu kartuşların 'yeni' olması onların 'dolum' işine göre, fiyat-performans-kalite-çekim eksenlerinde fiyat-verimlilik orantısındaki reel kârlılığını değiştirmemektedir.

Sizin açtığınız bir kutudan da silik-bozuk-az çeken ya da kısa bir süre sonra bozulan ürünler çıkmaktadır.

'Dolum-muadil-yenileme' ne kullanıyor olursanız olun, ölçüm yapmadığınız sürece, size gelen gerçek maliyeti hesaplayamayacaksınız, dolayısıyla ne ile ve kiminle çalışacağınıza karar veremeyeceksiniz.  "Test edin-Ayırt Edin" bölümümüzde nasıl ölçüm ve testler yapacağınızın da cevaplarını bulacaksınız.     

 

"Kartuşun kabına değil, 

görüntü kalitesine ve çektiği kopya sayısına para ödediğinizi unutmayınız.!  

​

     "Test Edin-Ayırt Edin" bölümümüzde görüşmek üzere..